İlaçsız Bir Hafta, İlaçla Yedi Gün

İlaçsız Bir Hafta, İlaçla Yedi Gün

Tuğba Nur Hartavi

 

Soğuk algınlığında (üst solunum yolları enfeksiyonları) çoğunluğunu antibiyotik grubu ilaçların oluşturduğu tedavilere yönelim yanılgısındayız. Şöyle ki bu dönemde antibiyotik reçete edilmeyen hastaların bir kısmı iyileşme sürecine inanmıyor. Ve yasalar gereğince reçetesiz antibiyotik satışı yapamayan eczacılara hastaların dönem dönem tepki verdiğini görebiliyoruz. Peki antibiyotikleri bu kadar vazgeçilmez kılan nedir ve tedavideki asıl yerleri nelerdir? 

Antibiyotiklerle ilgili yürütülen akılcı ilaç kullanımı uygulamaları neden bu kadar önemli?

Soğuk algınlığı sonbahar ve kış mevsimlerinde daha sık görülmesine rağmen soğuk havalardan kaynaklanmayıp mikrobiyal kaynaklıdır; kötü havalandırma, güneş ışınlarının az olması ve toplu yaşam gibi faktörler de gelişimini kolaylaştırır. Hastalığın yayılmasında eller önemli bir bulaş yoludur.

Hastalığın tedavisine yaklaşıma, öncelikli hastalık sebebi mikroorganizmanın viral ya da bakteriyel olduğu bulunarak başlanır. Viral üst solunum yolu enfeksiyonları genellikle birkaç günde kendiliğinden iyileşir. İyileşmezse semptomatik tedaviye başlanır (ağrı kesici , ateş düşürücü ilaçlar). Antibiyotik sadece ciddi seyreden tablolarda tercih edilir. Bunun dışındaki olgularda kullanılan antibiyotikler, hastalığa etki etmemesine rağmen iyileşme antibiyotiğe bağlanmaktadır.  Viral kaynaklı soğuk algınlığında antibiyotik tedavisi kullanılmayıp, ciddi enfeksiyonlarda ise son tercihtir. Virüslerın sebep olduğu rinit ve akut bronşit gibi çoğu üst solunum yolu enfeksiyonunda antibiyotik kullanımına gerek duyulmadan hastalık geçirilebilir.

Viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımının bakteriyel fonksiyonları da önlediği düşünülmektedir ancak antibiyotik kullanımı hastalık süresini kısaltmadığı gibi bakteriyel pnömoniyi de önlememektedir.

Antibiyotikler, bazı hastalıklar için az yararlı veya hiç yararı olmamasına rağmen, gereksiz kullanımda antibiyotik dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına sebep olur. Oluşan bu rezistans durumu sebebiyle ileride bu antibiyotiğe ihtiyaç duyulduğunda antibiyotik istenilen etkiyi gösterememektedir. Bunun yanında gereksiz kullanımda antibiyotiklerin yan etkilerinin görüldüğü gözlenmiştir.  

Üst solunum yolu enfeksiyonlarında tedaviden birkaç gün sonra ateşin düşmesi, semptomların düzelmesi nedeniyle antibiyotik tedavisi hastalar tarafından sonlandırılmakta ve rinosinüzit ve akut otitis media (orta kulak iltihabı) gibi enfeksiyonlar tekrarlayabilmektedir. Bu da bize gösteriyor ki antibiyotiği düzenli ve eczacı danışmanlığında, doktorunuzun tavsiye ettiği süre boyunca kullanımı, doğru teşhisle antibiyotik kullanımı kadar önemlidir.

Bakteriyel enfeksiyonda kullanılan bazı antibiyotik grubu ilaçlar, bu grupların gereksiz ve yanlış kullanımı sonucu bakteriler tarafından yüksek oranda direnç kazanmıştır. Penisilinler bunun en büyük örneği ama yapılan araştırmalar sefolosporinlere de yüksek oranda direnç oluşturmaya başlandığı gözlenmiştir.

 

Direnç oluşumunu en aza indirgemek için yapılacaklar; 

·      Hastalığın teşhisi için boğaz kültürü alınıp hastalık etkeni patojen bulunmalıdır. 

·      Patojene göre yeterli olacak en düşük dozda antibiyotik reçete edilmelidir. 

·      Özellikle çocuklarda verilen geniş spektrumlu antibiyotikler yerine düşük dozlu patojene özgü tedavi yapılması gerekmektedir. 

·      Boğaz kültürü yapılmadan geniş spektrumlu antibiyotik kullanımından kaçınılmalıdır. 

 

Son zamanlarda yapılan araştırmalarprobiyotiksuşların solunum yolu enfeksiyonlarını önleyebileceğini göstermiştir. Bu enfeksiyonların insidansını azaltmak için, özellikle çocuklar ve yaşlılar için belirli aşılar sıklıkla önerilir. Laktik asit bakterileri ve bifidobakterileren yaygın probiyotiklerdir. Genellikle yoğurt ve soya yoğurt gibi fermente gıdalarda veya diyet takviyeleri olarak tüketilirler. 

 

Tuba Nur Hartavi 

İstanbul Medipol Üniversitesi Eczacılık Fakültesi

 

https://journals.plos.org/plosmedicine/article?id=10.1371/journal.pmed.1002733)

 

 

KAYNAKÇA

1.      Jung, S., Sexton, M. E., Owens, S., Spell, N., & Fridkin, S. (2019, January). Variability of antibiotic prescribing in a large healthcare network despite adjusting for patient-mix: reconsidering targets for improved prescribing. In Open Forum Infectious Diseases.

2.      Levi, M. E. (2019). Primary Care Management of Upper Respiratory Infections in the Women's Health Care Setting. Journal of midwifery & women's health.

3.      Wilcox, C. R., Stuart, B., Leaver, H., Lown, M., Willcox, M., Moore, M., & Little, P. (2019). Effectiveness of the probiotic Streptococcus salivarius K12 for the treatment and/or prevention of sore throat: a systematic review. Clinical Microbiology and Infection.

4.    http://www.ctf.edu.tr/stek/pdfs/31/3111HL.pdf

5.      Jiwa, M., Krejany, C. J., Kanjo, E., Leeb, A., & Peters, I. J. (2019). Symptom profile of patients receiving antibiotics for upper respiratory tract infections in general practice: an observational study using smartphone technology. Family practice.

6.      Poole, N. M., Shapiro, D. J., Fleming-Dutra, K. E., Hicks, L. A., Hersh, A. L., & Kronman, M. P. (2019). Antibiotic Prescribing for Children in United States Emergency Departments: 2009–2014. Pediatrics143(2), e20181056.

 

Ecz.Tuğba Nur Hartavi

DİĞER HABERLER
İyi Bayramlar..
Sağlıklı Yaşamın Formülü
Concorde Sendromu
Yaşa Bağlı İşitme Azlığı
Down Sendromlu Bireyler
Ruh Sağlığınız İçin Denge Şart
Gençleşmek Çok Kolaymış
Çocuklar Neden Yemek Seçer?
Doktor Yerine Aktara Gidenler İçin Hayati Uyarı
Sahte Gıda Takviyelerindeki Tehlike
Kutlu Olsun...
Prostat Kanseri
6 Portakal Mucizesi
Hangi Vitamin ve Neden?
Vajinal Mantar
Kalp Hastalıklları
Romatizma ve Belrtileri
Mide Yanması Nedir?
Hastalıktan Nasıl Korunurum
Sinüzit nedir?
Yüksek Ateşte Kaçınılması Gereken 7 Hata
Kuru Meyvelere Dikkat!
Çocuklarda Gastrit ve Ülser
Kuru Ciltlere Özel Doğal Savaşçılar!
Gripten Korunmanın Yolu
Bütün Mesele Direncimiz!
Mutlu Yıllar!
Diyabette Bunama Riski
Mucizevi Besin Dağ Çileği
Ağrılarınızı Bitirmek İçin 5 Yöntem

En Çok Okunanlar


Gençleşmek Çok Kolaymış

Yürümek pek çok kişi için yaşamın her anında bir yerlere yetişme telaşıyla sık sık başvurulan bir yöntem. Bu yol, aslında daha sağlıklı bir hayatın da anahtarı.

Yaşa Bağlı İşitme Azlığı

Yaşın ilerlemesiyle birlikte işitmede ve bilişsel becerilerde değişiklikler ortaya çıkmaya başlıyor. Tıbbi hastalıklar, psikolojik faktörler, görme ve işitme bozuklukları gibi duyusal eksiklikler yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi hızlandırabiliyor.